OLUŞUN MEKÂNI

Barış Acar

Viyana, Mayıs 2014

OLUŞUN MEKÂNI

Mekân algısı insan zihni için kurucu önem taşır. Mekânın varlığı bizzat doğal çevrenin insan eliyle dönüştürülmesi sonucu olanaklıdır. Nesneye ulaşan zihin, onun aracılığıyla kendine yeni bir çevre yaratırken bir yandan da yeni düşünceler için olanaklar üretir. Denilebilir ki, insan etrafını saran nesneleri düzenlediği müddetçe kendi zihnini de yeniden kurmaktadır. Zihin mekânı önceler, mekân yeni bir zihin üretir. Merleau-Ponty’ye göre bedenden nesneye, nesneden bedene ulaşan algı geçişlilik alanındaki bu hareketle mümkündür.

Canan Dağdelen’in işleri, kullandığı malzeme ne olursa olsun, tam da zihinle mekân arasında varlığa geldikleri için Merleau-Ponty’nin sözünü ettiği tenselliği/ geçişliliği taşırlar. İster mimari bir temsil ister fotoğraf isterse yazı şeklinde ortaya çıksınlar, zihnin bir mekânda vücut bulmasının, hemen ardından da mekândan zihne doğru yeni bir önermenin oluşmasının adımı olurlar. Mimariye yoğun referans veren bu işler ilk bakışta durağanmış gibi algılanır. Oysa bu durağanlık öncelikle yerçekiminin iptali ve boyutun tartışılması ile sorgulanmaya başlar. Dağdelen’in işlerinin gizemine bir adım daha yaklaşırız. Bizi kuşatan mekân bizim tarafımızdan yeniden kuşatılmaktadır.

OLUŞUN MEKÂNI / SPACE OF PRENCE sergisinde yer alan işler mekânı geçiş anında yeniden üretmek ve özneyi bu anın içinde harekete davet etmek üzere kurgulanmıştır. Otto Wagner’in istasyonlarıyla Mimar Sinan’ın çifte hamamını birleştiren unsur, oluş’a imkân veren bu zihinsel davettir. Geçiş mekânları olarak bu iki grup çalışma vücuda gelmiş “ol” yazısıyla aktif olarak mekâna katılır. İnsansız siyah beyaz fotoğraflardaki keskin kontrastlar, az sonra perona girecek trenin ve vagonlardan inip vagonlara binecek insanların sakin gerilimini taşır. Dağdelen’in fotoğrafları Wagner’in doğayı ince bir işçilikle modern olanın içine soktuğu bu istasyonların sakinliğine bir övgü gibidir. İzleyici yapıtlar arasında dolanırken sadece mimariyi değil mimarinin yol açtığı zihinsel tartışmaları da sezinler ve bu tartışmalar içinde kendine bir yol seçer. Zaman, sanatçıdan yapıta, yapıttan alımlayıcıya hareket halinde olan bu oluşta gizlidir.

Download as PDF…